Siyasal Reklam - 140journos "sakın kader deme" İncelemesi
- Egehan Celik
- Mar 16, 2024
- 5 min read
Updated: May 11, 2024
140journos'un "sakın kader deme" adlı videosunu, Darren Lilleker'ın siyasal iletişim kavramlarıyla incelediğim bir makale

Anahtar kelimeler: siyasal reklam, estetikleştirme, tüketici yaklaşımı, 140journos, medya
27.01.2021
Giriş
Siyasal reklam, siyasal iletişimde hedeflenen seçmen kitlesini ikna etmek için liberal ekonomide önemli bir araç haline gelmiştir. Siyasal reklam, kapitalist toplumda demokrasi ve çoğulculuk anlayışının benimsenmesiyle daha baskıcı ve otoriter dille dinleyiciyi güdülemeyi amaçlayan propagandanın yerini almıştır. Medya, teknolojiyle geliştikçe ve çeşitlendikçe, siyasal reklamın biçimi önem kazanmıştır. Türkiye’de genç seçmen nüfusun yoğun oluşu, siyasal reklam kampanyalarının dijital medyaya taşınmasına yol açtığı gibi; seçmeni ikna sürecinde, görsel ve duysal anlamda yenilikçi, özgün içeriğe ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bu özellikleri son yıllarda oldukça başarılı bir şekilde bir araya getiren bağımsız medya kuruluşu “140journos”, Youtube üzerinden videolar ve web sayfasında makaleler paylaşmaktadır. Bu makalede “140journos”un Mayıs 2020’de yayınladığı tartışmalara sebep olan, 3.5 milyonun üzerinde izlenmeye sahip “sakın kader deme” isimli videonun içeriği, Darren Lilleker’ın yazdığı “Key Concepts in Political Communication” adlı kitapta yer alan “Estetikleştirme (Aestheticisation)”, “Seyirciler (Audiences)” ve “Tüketici Yaklaşımı (Consumerism)” kavramlarıyla incelenecektir.
Estetikleştirme, Seyirciler, Tüketici Yaklaşımı
Demokrasilerde vatandaşın ve devletin birbirine bağlı hissedebileceği bir toplum yaratmada siyasal iletişim oldukça önemlidir. Siyasal iletişimin klasik tanımlamaları, kaynak ve motivasyon odaklıdır; siyasal iletişim, siyasal ortamdan dışarıya aktarılmalı ve bir siyasal amacı olmalıdır. Fakat bu gibi tanımlamalar, modern devletler için medyanın rolü göz önünde bulundurulduğunda tam olarak yeterli değildir. Bu nedenle modern tanımlamalar siyasal iletişimde, üç unsurdan söz etmektedir (Lilleker, 2006). Birincisi, siyasal ortamdır. Siyasal ortam, devlet ve devlet siyasetinde yer alan figürlerden oluşmaktadır. Bu figürlerin rolü, gerçekleştirdikleri aksiyonlarla; toplumun onları haklı bulması sağlanarak, toplumun rızasını kazanmaktır. İkincisi, devlet dışı figürlerdir. Bu figürler, siyasal motivasyona sahip organizasyonlar, kurumsal organlar ve seçmenlerden oluşur. Bu organizasyonlar ve grupların her biri, etki yaratmasını umarak iletilerini siyasal ortama iletirler.Siyasal iletişim sürecine katılan üçüncü unsur, siyasal ortam ve toplumu etkileyecek türde siyasal iletilerde bulunan medya kuruluşlarıdır. Özgür, açık ve çoğulcu bir toplulukta; medya kuruluşlarının her biri, bağımsız ama birbirlerini etkileyen biçimde toplum ve siyasal ortamla iletişim kurarlar. Politik organizasyonlar, çeşitli medya araçlarıyla; reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler tekniklerini kullanarak, popüler kültür ve ileti sürecini olumsuz yönde etkilemesi olası öğelerle mücadele etmektedirler. Bu sayede çeşitli biçimlerde hedef kitlelerine ulaşılıp, görüşleri ve politikalarına olan desteği beslemek amaçlanmaktadır (Lilleker, 2006). Siyasal iletişim sürecinde “estetikleştirme”; iletilmek istenen siyasal mesajın, artık biçim ve sunum özellikleri bakımından, içeriğinden daha önemli hale geldiği gerçeğini ifade eden bir terimdir. Popüler kültürden giderek daha çok etkilenen siyasal iletişimin, toplum tarafından daha çok benimsenebilmesi açısından, modern görünmesi ve mevcut popüler kültür özellikleri barındırıyor olması gerektiğini ifade etmektedir. Bu hususta, iletinin “duygusal etkililiği” ve özgünlüğünü artırmak için, biçiminde popüler müzikten yararlanılması, sunuşunda “feminize” bir anlatışa sahip olup “maço” anlatıdan arındırılması gibi öğelerden yararlanılmaktadır. Lilleker, kitabında “seyirciler” maddesi altında; siyasal iletinin etkilemek istediği hedef kitle çalışmasının hataya açık olabileceğine işaret etmektedir. Özellikle giderek artan post-modern algıya sahip kitlenin çeşitli medya araçlarından aldığı bir mesajı içselleştirmesinde, “bireysel kimliğin” önem kazandığı ifade edilerek; her ne kadar iletide “estetikleştirme” ve “duygusal etkililiğe” dikkat edilse de, ulaşılmak istenen topluluğun politik düşüncesinin nasıl şekillendiğinin tam olarak kestirilemediği ifade edilmiştir. “Tüketici yaklaşımı” kavramı; toplumun, siyasete tüketici beklentisiyle yaklaşması nedeniyle, seçmen kitlesi üzerinde etkili olmak için siyasal iletişimin de tüketim odaklı gerçekleşmesine sebep olduğunu ifade etmektedir (Lilleker, 2006). Ek olarak, tüketim odaklı siyasal iletinin; gerçekte uygulanması mümkün olmayan beklentiler yaratması, seçim yarışını düzensizleştirse de siyasal ortam üzerindeki yadsınamaz etkisinden dolayı, siyasal iletişim sürecinde; “estetikleştirme”, “duygusal etkililik”, “bireyselleştirme” gibi pazarlama tekniklerinin kullanımını artırmaktadır.
140journos - “sakın kader deme” İncelemesi
140journos; gazetecilik, habercilik ya da televizyonla profesyonel anlamda ilgili olmayan bir grup arkadaşın Türkiye’deki mevcut ana akım medya ve habercilikten yeni ve yararlı bir bilgiye ulaşamadıkları eleştirisiyle bir araya gelip farklı ne anlatabiliriz düşüncesi sonucu oluşturdukları bağımsız bir medya projesidir. 2012 yılından bu yana kendilerinin belgesel olarak nitelendirdiklerikısa filmlerini Youtube üzerinden yayınlamaktadırlar. Çeşitli röportajlarda da üzerinde durdukları “biz gerçeği kendi yöntemimizle anlatıyoruz” ifadesi dikkat çekmektedir (Tokyol, 2020). 140journos; sinematik çekimleri, kurgu ve görsellerini destekledikleri müzik seçimleriyle öne çıkmaktadır. Siyasi içeriğe sahip olmayan birçok videoları olmasına rağmen, özellikle siyasi figürler için ve mevcut Türkiye siyasi ortamına yönelik hazırladıkları videolar; ciddi oranda izlenme almış ve haliyle eleştirilere de yol açmıştır. Düşünceme göre, yakın zamanda paylaştıkları videolardan biri olan “sakın kader deme”, bu makalenin başında bahsettiğim siyasi iletişime dair modern iletilerde kullanıldığı ifade edilen metotlardan başarılı bir şekilde yararlanmaktadır. Ek olarak, gazetecilik veya habercilikle profesyonel anlamda ilişkisi olmayan 140journos ekibinin, sinemacılar ve görsel tasarımcılardan oluşan bir kurucu ekibe sahip olduğunu ifade etmekte fayda var. “Sakın kader deme” videosu sinematografiden oldukça başarılı bir şekilde yararlanan çekimlere sahiptir. İzleyiciye adeta büyük bir hikayeyi anlatan bir film izliyormuş gibi hissettirmesi, videonun işlediği siyasi figürü kahramanlaştırması, kurgulanış biçimi bakımından estetik olması bir yana, siyasal reklam olarak nitelendirilmeye sebep olacak biçimde üretilmiştir. Siyasal iletişimin modern medyada yararlandığı önemli unsurlardan biri “estetikleştirme”den, 140journos ekibinin adeta örnek olacak biçimde yararlandığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin önemli sayıda seçmen kitlesini oluşturan genç nüfusun, kullanmayı daha çok tercih ettiği sosyal medyalar ve film-dizi platformlarındaki mevcut biçimsel öğelere benzer sinema tekniklerinin kullanılmış olması, videodaki konu siyasi figür ve partisinin hedef kitlesini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, siyasal iletişim içinde bahsedilen “seyirciler”in siyasal fikir oluşumunun bireysel süreçlerle daha çok etkileşimde olduğu günümüzde, 140journos’un videolarındaki sinematografiyi, siyasal reklam bakımından başarılı bir strateji olarak görmek mümkün. “Sakın kader deme” adlı videoda, oldukça başarılı kullanılmış olan bir diğer öğeyse müzik seçimleridir. Müzik seçimleriyle de adını birçok farklı ortamda duyurmuş olan 140journos’un siyasal reklam başarısındaki bu özelliği yabana atmamak gerekir. Dahası, kullandıkları müzikler öyle beğeniliyor ki, her videolarının altında ayrıntılı olarak şarkı isimleri paylaşılıyor ve her yayınlanan videoya özel “Spotify” üzerinden çalma listeleri oluşturularak, izleyen kitleyle paylaşılıyor. Siyasal iletinin “estetikleşmesi” ve “duygusal etkiliğe” sahip olması bakımından videodaki müzik kullanımı anlatıyı adeta başka bir boyuta taşımıştır. Her gün televizyonda karşılaştığımız siyasi iletinin sıkıcı, demode hatta rahatsız edici üslubuna kıyasla; “sakın kader deme” videosu başarılı müzik seçimleriyle siyasi iletiyi oluşturulmak istenen kahraman figürüne adapte ederek, heyecanlandırıcı ve çeşitli duygular uyandıran bir etki yaratmaktadır. Seyircinin “bireysel kimliğiyle” de etkileşime geçmesi açısından müzik seçimi, günümüz genç nüfusun tercihleriyle paralellik gösteren müzik türlerinden oluşmaktadır. Son olarak, “sakın kader deme” videosunu siyasal iletide “tüketici yaklaşımından” inceleyecek olursak; siyasi figür bir taksi durağını ziyarete gidiyor, giysisi, tavrı halk standartlarında, siyasetin gösterişi henüz üzerinde değil. Aynı koltuğa yan yana oturuyorlar. Siyasi figür soruyor, sizce enflasyon şu an yüzde kaçtır? Farklı rakamlar ifade ediliyor, alım gücünün çok düştüğü ifade ediliyor. Sahip olunmak istenenlere günümüz ekonomik durumu nedeniyle sahip olunamadığına dikkat çekiliyor. Siyasi figür nazik bir şekilde dinliyor. Videonun devamında rakibin önceki olumsuzluklarından bahsedilerek; siyasi figürün Türkiye’nin ekonomide en parlak dönemlerini gördüğü yıllarda kendisinin ekonomi yönetiminde olduğu mesajı veriliyor. Kötüye gitmeye başladığını önceden gözlemleyip dönemin siyasi çevresini uyardığı ve eleştirdiği çeşitli eski görseller ve söylemlerle ifade ediliyor. Videoya konu olan kendisinin yeni siyasi oluşumuyla birlikte ekonomiden daha iyi anlayan bir siyasi yönetim geleceğine işaret ediliyor.
Sonuç
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünya da televizyondan çok daha güçlü bir medya haline gelen Youtube üzerinden tam da ulaşılmak istenen hedef kitleye yönelik post-modern diyebileceğimiz yaklaşım stratejileriyle kısa filmlerini belgesel niteliğiyle izleyiciye aktaran bağımsız medya kuruluşu 140journos’un, estetik yaklaşımla nasıl siyasal reklam kurgulanacağına dair güçlü bir örnek olan “sakın kader deme” adlı video; siyasal iletişimin estetikleştirme, seyirciler ve tüketici yaklaşımı terimleri açıklanarak videoda yer aldığı düşünülen ipuçları incelenmiştir.
Referans Listesi
140journos. (2020). Sakın Kader Deme. youtube.
Lilleker, D., G. (2006). Key Concepts in Political Communication. Sage Publications LTD. Tokyol., G. (2020). 140journos Kurucusu Engin Önder Röportajı. newslabturkey.